Bloglar günümüzde bilgi arayışımızda kurtarıcı birer online yayın mecrasına dönüştü. İnsanlar alışverişini yaptıkları ürünleri, hizmetleri ve özel ilgi alanlarına dair genel bilgileri blog yazılarında paylaşıyor. Çoğu insan da bu yüzden "blog yazısı nasıl yazılır" diye merak edip arama motorlarında vakit geçiriyorlar. Şüphesiz pazarlamacıların yüzde 44’ünün kaliteli bir blog yazısı üretmeyi en zorlu sınavlarından biri olarak görmesinin ve blogger'ların yaklaşık yüzde 25’inin bloglarından son derece olumlu sonuçlar aldıklarını belirtmelerinin bir sebebi var. Blogunuzun okunmasını istiyorsanız uygulamanız gereken bazı yöntemler var.
Düzenli bir işletme blogu olan profesyonellerin potansiyel müşteri ulaşım oranının ortalamadan yüzde 67 olduğunu da unutmadan iyi bir blog yazısı yazmak için atılması gereken adımları beraber inceleyelim. Kaliteli blog içeriği üretmenin, pazarda otoritesini sağlamlaştırmak isteyen profesyonellere ya da içerik pazarlaması performansını artırmak isteyen bağımsız pazarlamacılara olduğu kadar potansiyel müşterileriyle daha organik bir etkileşimde bulunmak isteyen küçük işletmecilere de faydaları sayısızdır.
Herkesin doğuştan bir blogger olması elbette mümkün değil. Blogger'lık, yani blog yazarlığı, akademik ya da gündelik diğer yazı türlerinden format ve stiliyle ayrılır.
Blog yazıları kelime sayısı açısından değil stil olarak kolay tüketilebilen içerikler olmalı. Bu da, kolayca taranabilen ve kolay okunabilen gönderiler yazmanız gerektiği anlamına geliyor.
Bunun yanı sıra, ilgi çekici bir blogu yönetmek ve devamlılığını sağlamak için blog yazısı yazmaktan fazlasına ihtiyacınız var. Blogunuza verdiğiniz emek ve yaptığınız yatırımın karşılığını almak için işlevsel bir içerik takvimi oluşturup uygun bir yayın ve sosyal paylaşım planı yapmanız da önemli.
Eğer şu soruyu siz de soruyorsanız, ihtiyacınıza yarayacak püf noktaları tek tek bu yazımızda beraber inceleyeceğiz:
Kaliteli bir blog yazısının anatomisi: İlk blog yazısı nasıl yazılır?
Bir blog yazısının formatı, akademik bir makaleden ya da haber metinlerinden oldukça farklı olur. İlgi çekici bir blog yazısının olmazsa olmazları şunlardır:
Gözle taramaya uygun bir format
Blog yazısı açısından, kolay okunurluk, potansiyel müşterilerinizin web sitenizde geçirdiği zamanı uzatır. Madde işaretleri, numaralandırılmış listeleri ve alt başlıkları yazınızdan eksik etmemelisiniz. Blog yazınızın arama motoru optimizasyonu (SEO) değerlerini olumlu şekilde etkileyeceği için, anahtar kelimenizi blog yazısı başlığında, alt başlıklardan en az birinde ve metne eşit şekilde dağıtılmış şekilde kullanın. Aynı anahtar kelimeyi fazla sayıda kullanmaktan çekinin ve ilgili terimlere yönelin. Anahtar kelimeler üzerine olan sorgularınızı Google Trends'te ücretsiz olarak gerçekleştirebilir ve gerekli veriyi cihazınıza indirebilirsiniz.
Öne çıkan görseller
Görseller, blog yazısı sürecinde içeriğinize değer katmak ve potansiyel müşterilerinizin gözünde daha ulaşılabilir olmak için önemlidir. Okuyucuların yüzde 43’ünün'ünün bir blog yazısı okurken sadece göz gezdirdiğini düşünürsek, ilgi çekici görsellerin yazınıza faydalı olacağını söyleyebiliriz.
Bununla birlikte, internette bulduğunuz ve blog yazısı içinde kullandığınız infografikleri ya da diğer görselleri orijinal yaratıcısına atıfta bulunmadan, yani kaynak belirtmeden, kullanmanın etik olmadığını da unutmamak gerek.
Unsplash ya da Pixabay gibi web siteleri ücretsiz orijinal görseller bulabileceğiniz platformlardan yalnızca birkaçıdır.
Blog yazısı içeriğinde kullandığınız görsellere, görselin hemen altında tıklanabilir bir url adresi ile gerekli taraflara atıfta bulunabilirsiniz.
Paragrafları kısa tutun
Cümlelerinizi kısa ve öz, paragraflarınızı ise 2 ila 5 cümle uzunluğunda yazmaya özen gösterirseniz blog yazılarınızın okunurluğunu artırabilirsiniz. Google aramalarında yüksek görünürlüğü olan blog yazılarının uzunluğu ortalama 1200 kelimedir. Blog yazısı kısa oldukça okunurluk oranı artar.
Blog yazısı kelime sayısında standardı tutturun
Kelime sayısı özelinde içeriğin biçimi aslında tamamen size kalmış. Blogunuzda ihtiyacınıza ve trendlere göre hem uzun, hem de kısa içerik çıkmak tamamen sizin kendinizin izlediği yolla örtüşmeli. Ancak şunu da gözden kaçırmayın: Google arama sonuçlarında ortalama en yüksek görünürlüğe sahip blog yazıları genelde 1,140 ila 1285 kelime arasındadır. Kısa blog yazılarının hem okunuşu, hem de hazırlanması rahat olur. İçerik takviminizde hem uzun hem de kısa blog yazıları bulundurmaya özen gösterin.
Davetkar bir başlık bulun
Blog yazısı için başlık üretmek başlangıçta zor görünebilir. Kimileri için blog yazısı başlığı bulmak bir bulmaca çözmek gibidir. Ancak kaliteli bir blog yazısı için başlık üretmek göründüğünden kolaydır. Başlığınız hem yazınızın konusunu hem de anahtar kelimenizi doğrudan yansıtmalı. Bunun yanı sıra, potansiyel okuyucu ve müşterileri sayfanıza yönlendirecek kadar da ilgi çekici olmalıdır. Örneğin, yılbaşı alışveriş sezonu için bir blog yazısı yazmak istiyorsunuz. Başlıkta karar kılamadınız. Anahtar kelimeniz ise yılbaşı alışveriş. Bu kurallara uyduğumuzda şöyle bir başlık işinize yarayabilir:
Yılbaşı alışveriş koşuşturmacası - Telaş etmenize gerek yok
Burada başlığın ilk bölümü anahtar kelimenizi doğrudan içerirken beraber ikinci kısım işletmenizin yılbaşı alışveriş sezonu kampanyaları hakkında merak uyandırıyor. Başlık önerileri almak için farklı araçlar da kullanabilirsiniz. Kendinize en uygun olanı basit bir Google araması ile bulabilirsiniz. Unutmayın ki gözünüze ilk çarpan araçlar arama motoru optimizasyonunu (SEO) ciddiye alan taraflarca sunulur.
Blog yazısı 101: Kaliteli bir ilk blog yazısı nasıl yazılır?
Bir blogu başarıyla yürütmenin en zorlayıcı adımı blog yazısı yazmaktır. Blogunuz için içerik üretirken şu 6 adımı uygulamaya her zaman özen gösterin. Böylelikle, özellikle bir yazı yazmak için yeterince ilhamınız olmadığı dönemlerde rahat edersiniz.
1. Konu başlıklarınızı belirleyin
Konunuzu, hedef okuyucu ya da müşteri kitleleriyle kurmak istediğiniz etkileşime göre seçin. Eğer bahsettiğimiz gibi bir içerik takvimi oluşturursanız, blog yazısı konularınız siz yazıya başlamadan önce planlanmış olur. Eğer, konunuz üzerine hâlâ düşünmeye ihtiyacınız varsa, sizinle benzer konularda yazan bloglara göz atmak iyi bir fikir olabilir. Anahtar kelimeniz dahil SEO metriklerinizi güçlendirmek istiyorsanız Google Trends uygulamasını ücretsiz kullanabilirsiniz. Buradan, SEO değerlerinizi yükseltip yüksek volümlü ama düşük rekabetli içerik paydalarıyla arama sonucu sayfalarına iyi bir giriş yapabilirsiniz.
Unutmayın ki insanların aradıkları soruların yanıtlarını vermek itibarınızı olumlu etkiler.
İlgili yazı: Google Anahtar Kelime Planlayıcı ücretsiz nasıl kullanılır?
2. Yazınızın taslağını hazırlayın
İyi bir blog yazısı sağlam bir çerçeveye ihtiyaç duyar. Öncelikle yazınızın iskeletini inşa edin. Örneğin, benim için bu aşama not almaktan ve biraz araştırma yapmaktan geçer. İlk olarak, zaten aklımda olan ya da içerik takvimimde yer alan alt başlık fikirlerini geliştirmek üzere yazarım. Sonrasında, bu bölümleri yaptığım araştırmalarım doğrultusunda doldurmaya başlarım. Yazarken aklıma gelen fikirleri de metne yediririm ki sonrasında bunları not almadığım ya da doğrudan yazmadığım için unutmayayım. Eğer notlarınızı farklı bir uygulamaya almak gibi bir alışkanlığınız varsa, bu uygulamaların depolama uygulamanız ya da metin işlemcinizle entegre olmasına özen gösterin.
Öneri: Çoğu zaman blog yazılarımın giriş kısmını en son yazarım. Bu şekilde, yazımı en başta özetleyebiliyorum. İyi yapılandırılmış giriş ya da özetler okuyucuyu çeker.
3. Boşlukları doldurun
Fotoğraf: Ruthson Zimmerman, Unsplash aracılığıyla
Blog makaleniz bahsettiğimiz gibi tutarlı alt bölümlerden oluşur. Bu alt bölümler de farklı ve daha genel alt başlıkların bünyesinde yer alabilir. Burada önemli olan şey tek tek bu alt bölüm ya da başlıkların içini doldurabilmektir.
Soru sorarak ilerlediğinizde, ilgili uzmanların ve kuruluşların sağladığı istatistik ve infografikleri yazınızda kullanarak bağlamı güçlendirebilirsiniz. Örneğin, "Birçok blogger yazılarına uygun bir başlık bulmakta zorlanıyor," diye bir ifade yazıyorsam, bunu bir alıntıyla desteklemem yerinde olur.
Güvenilir kaynaklardan alıntılama yapmayı ihmal etmeyin.
Örneğin, argümanımı şöyle bir cümle yazarak daha ikna edici bir hâle getirebilirim: "Türkiye Blog Yazarları Girişimi'nin 2019'da yürüttüğü bağımsız bir araştırmaya göre, blog yazarlarının yüzde 30'u karşılaştıkları en büyük zorluğun özgün ve SEO uyumlu konu başlığı bulmak olduğunu belirtiyor."
İçeriğinizde istatistiklerden bahsedip ilgili infografiklere yer vermek kitlenizin ilgisini çeker. Günümüzde, herhangi bir potansiyel müşteri kitlesi alışverişlerini sosyal kanıtlarla güçlendirmek ister. İyi bir içerikle sosyal itibarınızı da artırırsınız.
Kaliteli birincil kaynaklardan yapılan alıntılar ve paylaşımlar, blog yazınızı geçerli kılar ve içeriğinize değer katar.
Yazınızın giriş bölümünü en son hazırlarsanız, tüm yazıyı başta özetleyen bir giriş oluşturmanız daha kolay olur.
4. Detayları değerlendirin ve içeriği güçlendirin
Bu aşamada, yazdıklarınızı baştan okuyup inceleyip gerekli gördüğünüz değişiklikleri yapma vakti geldi. Eğer yazınızın güçlendirmeye ihtiyaç duyduğunu düşünüyorsanız, alıntıları ve istatistikleri artırabilirsiniz. Elbette, tüm düzenlemeleri yaptıktan sonra yazınızı birkaç defa daha okursanız iyi olur.
5. Blog yazınızı güvendiğiniz birine kontrol ettirin
Bu adımların hepsini attıktan sonra, okuryazarlığına güvendiğiniz ve SEO değerlerinden anlayan bir göze blog yazısı eskizinizi kontrol ettirin. Bunu profesyonel hizmet veren taraflardan sağlayacağınız gibi işletmenizden ya da güvenilir müşteri kitlenizden kişilere de yaptırabilirsiniz. Bu kişilerden, dilbilgisi ve anlatım hatalarını değerlendirmelerini isteyebileceğiniz gibi içerikteki boşluklar için de tavsiyede bulunmalarını isteyebilirsiniz.
Eğer Google Docs ya da Microsoft Office 365 üzerinden Word'de çalışıyorsanız, size yardım eden kişiler buralarda yorumlarda ve değişiklik önerilerinde bulunabilir.
6. İlgi çekici görseller kullanın
Güvenirlilik ve itibar uyumlu birer takım arkadaşıdır.
Öncelikle, görsellerin okuyucularınızın metne boğulmaması için önemli bir araç olduğunu hatırlayın. Bu da, blog yazısı özelinde içeriğinize uygun bir öne çıkan görsel seçmekle başlar. Görsellerin de telif hakkına tabi olacağını unutmayın. Bununla birlikte telif hakkı istemeyen orijinal imajları bulabileceğiniz web siteleri de bulunuyor.
StockSnap, Unsplash ve Pixabay bu tarz kaynaklardan yalnızca birkaçıdır.
Blog yazınızı duyurmayı ihmal etmeyin!
Kaliteli bir blog yazısı yazmak ve basmak için zaman harcadınız. Eğer siz de vakit nakittir diye düşünüyorsanız, bu yeni yazınızı okuyucu ve potansiyel müşteri kitleleri ile buluşturmak için eylemde bulunmak şimdiki önceliğiniz olmalı. Bunu yapmanın birçok farklı yolu mevcut. Reklam verip blog yazınızı duyurabileceğiniz gibi sosyal medyadan da organik dönüşler elde etmek için paylaşımda bulunabilirsiniz. Ayrıca eposta kampanyaları yoluyla da çeşitli aralıklarla en son ya da en olumlu geri dönüşlü blog yazılarınızı paylaşabilirsiniz. Bu yollarla, hem yeni gelen hem de halihazırda var olan müşterilerinizle etkileşim sağlayabilirsiniz.
Sosyal medya
Aktif olarak kullandığınız sosyal medya platformlarında yeni bir blog yazısı çıktığınızı duyurun. Sosyal medyadaki paylaşımlarınızda başlığınıza yakın ancak başlığı birebir tekrar etmeyen ilgi çekici bir slogan bulun. Böylece tıklama oranınızı artırırsınız. Örneğin, liste ya da rehber odaklı blog yazılarınızı promosyonda bulunurken: "Yalnızca 5 adımda blogunuzun görünürlüğünü artırabilirsiniz," gibi bir mesajla paylaşabilirsiniz. Eğer içerik takviminize ek olarak ayrıca bir sosyal medya takviminiz varsa, blog yazısı bağlantılarınızı bu takvime eşlemeyi unutmayın.
İçerik ve sosyal medya takvimleri içerik pazarlamanızın pürüzsüz bir şekilde işlemesini sağlar.
E-posta pazarlaması
Eğer hatrı sayılır bir okuyucu kitlesi oluşturmak istiyorsanız, kendilerine doğrudan hitap edebilmek amacıyla bir eposta bülteni hazırlayabilirsiniz. Bu bültenle bir taban okuyucu listesi oluşturabilirsiniz. Gmail gibi eposta servis sağlayıcıları promosyon olan iletileri gruplandırdığı için epostalarınız arada kaybolmaz. GoDaddy'nin sağladığı kişisel ya da profesyonel işletme eposta araçlarıyla bunları kolayca yapabilirsiniz.
Paylaşımlarınızı otomatiğe bağlayın
WorPpress özelinde konuşacak olursak, yeni blog yazısı yazdığınızda otomatik olarak istediğiniz platformlara paylaşılması için yapabileceğiniz ayarlar mevcut. İlk seçeneğiniz, sosyal medya hesaplarınızı WordPress hesabınıza bağlamak olur. Bunun yanı sıra, "Blogumu Takip Edin" eklentisiyle okuyucuların doğrudan aboneniz olmalarını sağlayabilirsiniz. Bu yolla, blogunuza yeni bir blog yazısı çıktığınızda aboneleriniz otomatik olarak bilgilendirilirler.
İyi bir blog yazısı titiz bir planlamayla yazılır
Düzenli aralıklarla kaliteli blog yazısı yazıp çıkmak titiz bir planlamayı gerektirir. İlk olarak, yazınızın konu başlığını bulmalısınız. Konu başlığınızı seçtiğiniz anda ilk adımınızı attınız bile. Her zaman genelgeçer ve güncel başlıklar bulmanız önemli.
Güncel: "2021 otomotiv sektöründe tasarım trendleri"
Genelgeçer: "Oto tasarımın yapı taşları"
Bu aşamada içeriğinizi duyuran ve tanıtan metinlerde ve başlıklarda organik bir yaklaşım sergileyin. Örneğin, "Firmamızla Çalışmanız için Yeterli 10 Sebep" gibi başlıklar yerine, "İşletmenizi Geliştirmek için Atabileceğiniz 10 Adım" gibi doğrudan içeriğinde firmanıza yönlendirme yapabileceğiniz başlıklar belirleyin. Bu şekilde, blog yazısı içeriğinde uygun bir şekilde kendinize yönlendirmede bulunabilirsiniz.
Tüm fikirlerinizi listeledikten sonra bunları içerik takviminize girin. Fikirlerinizi özel günler, mevsimler ve alışveriş-tatil dönemlerine göre de temalar bulun. Doğru mevsimde uygun müşteri kitlelerine ulaşmak için zaman kritikliği olan bir pazarlama yöntemi oldukça önemli.
Fotoğraf: Pexels, Pixabay aracılığıyla
Son olarak, işletmenizin ve girişiminizin boyutuna göre, hem kendiniz, hem de ekibiniz için bir içerik ve sosyal medya takvimi oluşturun. Bu takvimleri iç içe oluşturabileceğiniz gibi, iki ayrı takvim de oluşturmanız mümkün. Bu takvimde gerçekçi olun. İşletmenizin, sizin kendinizin ya da ekibinizin hangi zaman aralıklarında ne denli ağırlıkta bir iş yükünü kaldırabileceğinden emin olun. Eğer büyüme yönünde ihtiyaçları ya da seyri bulunan bir işletmeniz varsa, haftada en az iki blog yazısı çıkmanız iyi olur. Konu blog yazısı olunca, nicelik de nitelik kadar önemlidir. Belki haftada en az 2-3 yazı çıkacak denli bir planınız ya da müsait zamanınız olmayabilir. Bu durumda, niceliği sağlayamıyorsam, niteliği iyileştiririm gibi bir hedefiniz olsun.
Geleceği anlamak
Nitelik ve nicelik, sizin ve potansiyel okuyucularınızın ihtiyaçlarına göre belirlenir.
Sürekli bir şekilde içerik üretmek ve pazarlamaya ek olarak bunu bir blogu tutarlı bir zeminde tutarak yapmak da aynı kaliteli bir blog yazısı yazabilmek kadar titizlik ve özveri gerektirir. Birlikte incelediğimiz bu adımları sektirmeden ve özenle uyguladığınız sürece bunların hiçbiri size engel olarak gelmez. İçerik ve sosyal medya takvimleri, epostayla pazarlama stratejileri, uygun arama motoru optimizasyonu stratejileri bir süre sonra nitelikli ve nicelikli bir blog yazısı yazmayı sizin için kolaylaştıracaktır. Başlangıçta günlerinizi alabilecek orijinal bir yazıyı zaman ilerledikçe akıcı bir şekilde daha az zamanda gerçekleştirebileceksiniz.
Üretkenliği hedef alın, planlamanızı otomatiğe bağlayın. Başaramayacağınız hiçbir şey olmadığını anlayacaksınız.