“Freelance” ya da serbest çalışma terimini duymadıysanız, dikkatinizi buraya vermek isteyebilirsiniz. Freelance çalışmak, dünyada en hızlı büyüyen iş trendlerinden biri. ABD’de yıldan yıla yüzde 3,5 büyüme potansiyeli ile 2027 yılına kadar iş gücünün çoğunluğunu freelancer’ların oluşturacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de ise 2017 yılı itibariyle sayısı 1,3 milyon olan freelancer’ların 2023’te 8 milyona çıkacağı öngörülüyor.
Freelance çalışmak (bağımsız çalışanlar, uzaktan çalışanlar, ek iş yapanlar, serbest meslek sahipleri vs. ) kontrat bazlı çalışmak anlamına geliyor. Freelancer’lar genel olarak belirli bir görevi veya projeyi gerçekleştirmek için bir şirket tarafından işe alınıyorlar ve anlaşılan işi tamamlama becerilerine göre ücretlendiriliyorlar.
Freelance çalışmak, pek çok işverenin ve çalışanın merak ettiği bir trend.
İşletme sahipleri freelancer’ları mı yoksa tam zamanlı çalışanları mı işe almaları gerektiğini düşünüyor. Çalışanlar ise, bir freelance kariyerinin özgürlüğünü ve esnekliğini her ay düzenli maaş almaya tercih edip edemeyeceklerini tartıyorlar.
Daha fazla fikir edinmenize yardımcı olmak için, neden freelance çalışmanın 2019’da daha da yaygınlaşmasının beklendiğine daha yakından bakalım.
Z kuşağı işgücüne katılıyor
Z kuşağı, 1990’ların ortaları ve 2000’lerin ilk 10 yılı arasında doğan kuşak olarak tanımlanıyor. Önümüzdeki yıllarda yaklaşık 61 milyon Z kuşağı insanın işgücüne katılacağı tahmin ediliyor.
Z kuşağı, önümüzdeki on yılda freelance çalışmanın büyümesinin arkasındaki itici güç olacak.
Yakın zamanda Upwork tarafından yayınlanan bir rapora göre, Z kuşağı çalışanlarının yüzde 46’sı freelance çalışıyor. Dahası, bu çalışanların yüzde 73’ü freelance çalışmak kariyerini isteyerek seçiyorlar.
Önümüzdeki yıllarda işgücüne katılan Z kuşağı sayısı arttıkça işverenler de kaliteli freelance çalışanların sayısının artmasını bekleyebilir. Bu da işverenlerin freelance çalışanları işe almasını daha avantajlı hale getirebilir.
Teknoloji, freelance çalışan bulmayı ve yönetmeyi kolaylaştırıyor
Son yıllarda, teknolojik gelişmeler sayesinde işletmelerin işleyişinde büyük değişiklikler yaşandığını görüyoruz. Artık işletmeler, web sitelerini ve sosyal medya profillerini kullanarak markalarını kolaylıkla pazarlayabiliyorlar. Şirketler, gelişmiş makineler ve teslimat lojistiği sayesinde ürünlerini uygun fiyatlara üretebiliyor ve dünya çapında gönderim yapabiliyor.
Bir işletmenin neresine bakarsanız bakın, teknolojideki gelişmelerden kaynaklanan değişiklikler görürsünüz – insan kaynakları da bu konuda bir istisna değil.
Teknoloji, işletmelerin kontrat bazında çalışacak eleman bulmasını, işe almasını ve yönetmesini giderek kolaylaştırıyor. Upwork, UzmanKirala, Bionluk, SanalUzman gibi platformlar, freelance çalışmak isteyenlerin profil oluşturmalarını ve yeteneklerini öne çıkarmalarını kolaylaştırıyor. Daha sonra, bir freelancer ile çalışmak isteyen şirketler bu platformalarda proje önerileri yaratabiliyor ve başvuran adaylar arasından istediklerini seçebiliyorlar.
Ayrıca bu platformlar iletişim, proje yönetimi, ödeme ve proje inceleme süreçlerini kolaylaştıran araçlar ve kaynaklar da sunuyor.
Bulut bilişim, video konferans ve işbirlikçi yazılım gibi diğer teknolojiler freelance çalışma devrimini ilerletmeye yardımcı oldu ve 2019 yılında da bunu yapmaya devam edecekler.
Geleneksel çalışma yöntemleri eskide kalıyor
Haftada en fazla 45 saat çalışma yasası, şirketlerin işçilerini fazla çalıştırmasını önlemek amacıyla kondu. İşverenler de bu modeli günde 9,5 saatlik çalışmayı gerektiren (tabii bu saat Cumartesi çalışıp çalışmadığınıza göre değişiyor) iş günlerini haklı çıkarmak için hâlâ kullanıyorlar, ama araştırmalar çalışanların bu iş günü içinde yaklaşık sadece üç saat verimli olduklarını gösteriyor.
İşler dünden bugüne hızla değişim gösteriyor.
Bir zamanlar el ile üretilmesi günler veya haftalar süren ürünler, gelişmiş makineler sayesinde dakikalar veya saatler içinde üretilebiliyor. Bu gelişmeler üretimi daha verimli kılarken, iş gününü dolduran saatlerin sayısını da azaltıyor.
Bu ekstra zaman, sadece boşa harcanmış bir insan kaynağı da değil, aynı zamanda çalışanların motivasyonunu düşürüyor ve memnuniyetsizliğini artırıyor. Hatta Elemanonline.net’in yaptığı bir araştırma, çalışanların yüzde 84’ü işinden memnun olmadığını ve yüzde 72’si işini değiştirmeyi düşündüğünü gösteriyor. Başka bir araştırma ise, serbest meslek sahiplerinin yüzde 97’sinin geleneksel bir işe dönme planları olmadığını söylüyor.
İşverenler de 45 saatlik çalışma haftasının çıkaracağı sorunların gittikçe daha fazla farkına varıyor ve çalışanlarına esnek çalışma saatleri, sınırsız izin günleri ve evden çalışma günleri gibi programlar uyguluyorlar. Bunlar doğru yönde atılmış adımlar, ama freelance çalışmak ile kıyaslandığında onun bağımsızlığının ve özgürlüğünün yanında eksik kalıyorlar.
Çalışanlar için iş-yaşam dengesi daha önemli
Çalışanların kişisel yaşamları ve sosyal dinamikleri de eskiye göre oldukça değişti. İnsanlar artık evlenme ve çocuk sahibi olma planlarını daha sonraya itiyorlar – özellikle de üniversite ya da daha yüksek bir dereceye sahiplerse. Bu, insanları geleneksel bir aile kurmak yerine, kişisel hedeflerinin ve motivasyonlarının peşinden koşmaya teşvik eden bir ortam yaratıyor.
Ayrıca artık insanlar ev almak yerine kiralamayı ya da aileleriyle yaşamayı tercih ediyorlar.
İnsanlar, ev sahibi olmak gibi uzun vadeli borçlara girmeyince, daha az finansal sorumluluk ve yüke sahip oluyorlar.
Bunlar, çalışanları daha sağlıklı bir iş-yaşam dengesi kurmaya teşvik eden faktörlerden sadece birkaçı. İnsan kaynakları departmanları, geleneksek işlerde çalışanların iş-yaşam dengesini geliştirmek için adımlar atsa da, freelance çalışmanın esnekliği ile rekabet edemezler.
Tatile mi çıkmak istiyorsunuz?
İnternet erişiminiz olduğu sürece istediğiniz her yerden freelance çalışmak mümkün. İş yükünüzden veya belirli bir müşteriden memnun değil misiniz? İş yükünü artırma veya azaltma ve sorun yaşadığınız müşterilerle çalışmama esnekliğine sahipsiniz. İstediğiniz yerden, istediğiniz zaman ve istediğiniz kişilerle çalışabilme özgürlüğü, insanların freelance çalışmayı sevmesinin temel nedenlerinden bazıları.
İşverenler freelance çalışanlardan faydalanıyor
İşletmeler, freelance çalışma sektörünün büyümesinin ardındaki bir diğer itici güç. ABD’deki şirketlerin yüzde 63’ünün maaş bordrosunda freelance çalışanlar olduğu tahmin ediliyor.
Freelance çalışanların işe alınma ihtiyacı büyümek için fırsat yaratıyor.
Freelance çalışma ekosistemi, işverenlerin dış kaynak kullanma talebi olmadan gelişemez. İşverenler freelance çalışanlara yöneliyor çünkü:
- Bulunması zor olabilecek benzersiz uzmanlık ve özel beceri hizmetleri sağlıyorlar.
- Global bir yetenek havuzuna sahip oluyorsunuz, yerel işçilerle sınırlı kalmıyorsunuz.
- Genel gider ve sigorta gibi masrafların olmaması işe alım maliyetlerini azaltabiliyor.
- Yatırım getirisini hesaplamak daha kolay çünkü iş genellikle belli bir projeye veya göreve bağlı oluyor.
- Kurulan ilişkinin geçici olması sebebiyle, işin ölçeğini yukarı veya aşağı çekmek daha kolay oluyor.
Freelance çalışmak hiçbir yere kaybolmuyor
Freelance çalışmak ve esnek ekonomi sistemi (yani şirketlerin çalışanlarıyla belirsiz süreli sözleşmeler yapmak yerine kısa dönemli kontratlar yaptığı çalışma biçimi) hiçbir yere gitmiyor. Teknoloji, bu esnek ekiplerin işbirliği yapmasını kolaylaştırdıkça, çalışanlar ve işverenler uzaktan çalışma sistemine daha açık olacaklar. Toplum olarak da profesyonel ve kişisel hayatlarımız arasında daha sağlıklı bir denge kurmaya devam ettikçe, daha çok insan tutku, esneklik, yaratıcılık ve bağımsızlığa dayalı işler arayacak. Ki bu saydıklarımız genellikle bir freelance kariyerinin temel özelliklerini oluşturuyor.